Çeviri: D. Ferahi
Sirkler hayvan köleliğinin ticari bir kurumudur. Hayvanların
oynatıldığı sirklerin istismar olduğu tartışılmakta olan bir konudur. The
Ringling Bros.’un kurucusu olan Henry North Ringling, “Sirk Kralları” adlı
kitabında şöyle der: "Büyük kedilerin eğitildiğini görmek genelde iyi bir
şey değildir. Eğitici işe başladığı zaman tüm hayvanlar zincirlenir ve onları
dizginleyip itaat etmelerini sağlamak için boyunlarına ipler geçirilir.
Gaddarlığın daha pek çok türü hayvanlar eğiticiye itaat etsin ve hareketleri öğrensinler
diye uygulanır. Hayvan hareketleri yapar çünkü çok korkuyordur.”
Fil, aslan, ayı ve kaplan gibi vahşi hayvanlara bir şeyler
öğretmek için tamamen iyimser zorlamalarda bulunmanın imkânı yoktur. Vahşi
hayvanlara doğal olmayan hareketleri öğretmenin tek yolu şiddet göstermekten
geçer. Eğitici, hakimiyet kurmak için dersleri onları dövmekle geçirir. Coplar,
kancalar, demir sopalar, kırbaçlar kullanılır. Eğiticilerin kazma sapına benzer
fil kancası ve aslan, ayı, kaplanlar için kırbaç taşımasının nedeni budur. 1998
senesinde Detroit’teki bir sirk protestosunda Gary Yourofsky yoldan geçenlere
bu kancayı gösterdiği için polis silahını çıkartmış ve Gary’yi vurmakla tehdit
etmiştir. Kancalar ve kırbaçlar silahtır!
Afrika ve Asya’nın vahşi yaşam bölgelerinde filler bir günde
35 ile 75 kilometre arası mesafe yürür ve doğal davranışlarının bir parçası
olarak çamur ve toz banyosu yaparlar. Fakat sirkteki fillerin ön ve arka
bacakları, saçma sapan hareketler yaptırıldığı gösteri esnası dışında her zaman
zincirlidir. O kadar kilometre yürümek bir yana, tek bir adım bile atamazlar.
Bazı sirklerde filler elektrikli çitlerin arkasında tutulur, bu bölgeler ufak
filler için bile uygun değildir, yetişkin filler bir yana.
Durum aslanlar, ayılar ve kaplanlar için daha iyi değildir.
Sürekli esaretin sonucu mutsuzluktur. Sirkler onları mahkûmlarmış gibi kafese
kapatırlar. Sirkteki pek çok hayvan nevrotik davranışlar geliştirir. Filler
sağa sola sallanır. Aslan, kaplan ve ayılar öne arkaya amaçsızca yürür, bazen
kendilerine zarar verirler.
Hayvanların nakil süreci de rezalettir. Yıl boyunca şehirden
şehre ufacık yerlerde yolculuk ederler. Kamyon ve arabalarda elektrik yoktur bu
yüzden içleri karanlıktır ve havalandırma da olmadığından içerisi ya çok sıcak
ya çok soğuktur. Dahası, eğer zincirlenmek, kafeslenmek, boyunduruk altında
tutulmak, köleleştirilmek ve aşağılanmak yeteri kadar korkunç değilse, daha
büyük sirkler bahar ve yaz aylarında bile hayvanlara güneş ışığını
yasaklıyorlar. Bu sirkler 3 ile 21 gün arasında gösteri yapıyorlar ve bu sürede
hayvanları depolarda tutuyorlar.
The Carson & Barnes sirk gösterilerinde yapılan gizli
bir araştırma en rahatsız edici ‘eğitim’ görüntüsünü ortaya çıkardı. Ses kaydı
ve video, sirk çalışanı Tim Frisco’nun gelecek nesil fil eğiticilerine filleri
nasıl boyunduruk altında tutacaklarını ve onları itaat ettireceklerini
öğretiyor. Frisco şunları söylerken kayda açık bir biçimde yakalanıyor:
"Bağırmasını sağlayın. Dokunmayın. Canını acıtın. Onu incitmekten
çekiniyorsanız, depoya (hayvanların tutulduğu yere) gelmeyin. Eğer kafasını
kopar, o lanet olasını bacağını kopar diyorsam, bunu yapmanız gereklidir. Eğer
saçma sapan kıvranmaya başlarsa (o esnada kancayı beysbol sopası gibi sallıyor)
iki lanet olası elini hemen zincirleyin. Eğer çok çırpınırsa kancayı tüm
gücünüzle saplayın. Eğer çığlık atıyorsa, anla ki artık sana itaat etmeye
başlıyor. Her ne bok istersen artık yapacaktır, bok gibi hem de. Ben patronum.
O lanet kıçını teklemeyeceğim." Frisco ve iki erkek kardeşi ticareti babaları
Joe Frisco’dan öğrendi, ki o da bütün hayatını sirklerdeki filleri döverek
geçirdi.
Hayvanların olmadığı sirkleri savunmalıyız sadece, Cirque Du
Soleil ve Cirque Ingenieux gibi!
Sirkler: Modern Köle Sistemi
Dick Gregory
Saygıdeğer Martin Luther King ile beraber sivil hakları
eylemcisi olarak çalıştığım dönem, adaleti barışçıl yollardan arıyorduk.
Washington yürüyüşü ve Selma’dan Montgomery’ye olan yürüyüş de dahil olmak
üzere, 60’ların başlarındaki pek çok küçük çaplı ve tüm büyük çaplı gösterilere
katılıyordum. Dr. King’in liderliği altında, kendimi tamamen şiddetten uzak
durmaya adamıştım ve şiddetsizliğin öldürmenin tüm formlarının zıttı olduğuna
ikna olmuştum.
Beşinci emir olan “Öldürmeyeceksin”in sadece -savaş, linç
girişimi, suikast, cinayet gibi- insanların birbirleriyle olan münsasebetlerini
değil aynı zamanda hayvanların yiyecek ve spor için öldürülmesini de
kastettiğini hissetmiştim.
Her birimizin diğer canlılara karşı olan istismarın bertaraf
edilmesinde alabileceği basit önlemleri var. Birisi, hayvan kullanan sirklere
gitmeyi reddetmek. Sirklerde esir tutulan hayvanlara baktıkça, köleliği
düşünürüm. Sirkteki hayvanlar, uzun süredir mücadele ettiğimiz hakimiyet ve
baskıyı temsil ediyorlar. Aynı zincir ve kelepçeleri takıyorlar. Sirk çalışanları
nederse desin, ceza ya da şiddetle tehdit etmeden kullanmadan bir fili dans
etmeye ikna etmenin ya da bir kaplanı çemberlerden atlamaya ikna etmenin başka
bir yolu yok. Büyük-kedi eğitmenleri hep kamçı taşır; fil eğiticileri dürtmek
ya da hassas bölgelere vurmak için sivri, kancalı bir metal taşırlar. Sahne
ardında, eğitmenler dediklerini anlatabilmek için elektrikli sopa ya da ağır
değnekler kullanırlar.
Sirk hayvanları düzenli olarak besleniyor olabilir. Hatta
kendilerine bakmaları için bir veterinere bile sahip olabilirler. Ama tüm
bunlar onlar içi hayatı kolaylaştırmaz. Kafesleniyor, kelepçeleniyor ve patron
öyle istediği için çalışmaya zorlanıyorlar. Kafesten sirk sahnesine, sir
sahnesinden kafeslerine giderek, özgürlüğün tadını bile alamıyorlar. Şov dönemlerinde
binlerce kilometre seyahat etmek zorundalar –ki bu yük vagonlarında ya da
römorklarda kımıldayacak boşluk bile olmadan uzun saatler geçirmek demek,
koşmak şöyle dursun.
Ringling Bros. ve Barnum & Bailey dünyada en ünlü ve en
çok kâr yapan iki şirket. Durum böyle olsa da, yüzden daha fazla kez Hayvan
Refahı Kanunu (sahne gösterilerindeki hayvanları korumak için var olan tek
federal kanun) bozduğu gerekçesiyle mahkemeye çıkarıldılar.
Hatta daha bu yıl, iki Ringling hayvanı yolda öldü. Birisi, hasta
olmasına rağmen bir günde iki kez gösteri yaptırılan ve üçüncü kez olarak da
sadece izleyici karşısında durması için gösteriye çıkarılan yavru fil Kenny
idi. Üçüncü gösteriden sonra, yere uzandı ve can verdi. Kenny sadece 3
yaşındaydı ve ormanda 15 yıl annesiyle beraber kalmalıydı.
Diğer can veren ise Ringling firmasının tanıtım fotoğraf
çekiminde kullandığı kaplan idi. Kaplan bir eğitmene saldırdığında, diğer
eğitmen hayvanı kafesine götürdü, bir silah kaptı ve öldürünceye kadar ateş
etti büyük-kediye.
İki ölüm de engellenebilirdi. Ama sadece görevlilerin durumu
daha iyi idare etmeleriyle değil, hayvanların ilk andan itibaren oraya
hapsedilmemesiyle. Alice Walker’ın da yazdığı gibi, “Dünyadaki hayvanlar kendi
sebepleri için varlar. Siyahi insanların beyazlar için var olmadığı veya
kadınların erkekler için var olmadığı gibi, onlar da insanlar için
yaratılmadı.”
Hayvanlar ve insanlar aynı şekilde acı çeker ve ölür. Şiddet
aynı acıya, kanın aynı şekilde dökülmesine, aynı iğrenç ölüm kokusuna, aynı
şekilde kibirli, acımasız ve vahşi şekilde canın alınmasına sebep olur. Bunun
bir parçası olmamalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder